Sosyal becerileri ve ilişkileri hayat içinde akışta edindiğimiz doğru, fakat bu yeterli değil.

Okullarda öğretilmeyen yetilerin hepsi aslında drama derslerinde mevcut. Köklü bir değişim şart safsatalarına girecek değilim. Madem sistem bazı şeyleri zorunlu tutuyor ya da tutmuyor biz de dışarıdan destek versek fena olmaz.

Drama kelimesinin anlamı bilinmiyor. "Çocukları ağlatıyor musunuz?" diye soranları bile duydum. Kelime anlamı olarak kabaca "yapmak, etmek, mış gibi yapmak" anlamlarına gelir. Bir duyguyu hissediyormuş gibi, bir eylemi yapıyormuş gibi yapmak aslında. Ön yargısız oluşu rahatlık veren kısmı çünkü kendimizi beğendirme, alkışlatma amacımız yok. Bu yönüyle sahne sanatlarından da ayrılır. Bize çizilen sınırları geçmemek kaydıyla olduğumuz gibi olmak en güzeli. Tıpkı yaşam sürecinde olduğu gibi doğaçlama da bazen ilerler. Bir oyun oynarız, bir şiir yazarız, bir role gireriz güzel çirkin demeyiz.

Anlam verme süreçlerine katkı sağlayan drama hayatın her anında bizimle farkına varırsak. Sadece çocuklara hitap etmez yetişkinler de dahil olduğunda içlerinde uyuyan çocuğu ve duyguları uyandıran bir disiplindir.

Drama; hem çocuğa hem yetişkine yani tüm insanlığa hitap eden şey, hayat değil de nedir?

İpek Kırçar

Yaratıcı Drama Uzmanı