Japonca öğrenmeye ilk adımı attığımızda, genelde üç şey gözümüzde büyür: alfabeler, kanji ve telaffuz. 'Ya yanlış söylersem?', 'Tonlamayı tutturamazsam ne olur?' gibi düşünceler, dili konuşmaya başlamadan önce bizi durdurabiliyor. Ama dürüst olmak gerekirse, Japonca telaffuz düşündüğünden çok daha sade ve içten. Üstelik ritmik bir yapısı var; bir kez kulağın alıştı mı, adeta bir müzik gibi akıp gidiyor.

Önce şunu söyleyeyim: Japonca’da Türkçedeki gibi 'her harf bir ses' mantığı var. Bu bile başlı başına bir avantaj. İngilizce’deki gibi bir kelimeyi yazıldığı gibi okuyamamak, sessiz harf yığınına takılmak gibi zorluklar Japonca’da pek yok. Elbette Japonca’nın kendi içinde bazı ses kuralları, vurgular ve ince ayrıntılar var; ama bu detaylar, sandığın kadar karmaşık değil. Üstelik sistemli. Ve sistemli olan her şey, zamanla kavranabilir.

Çoğu öğrencim Hocam, Japonca’da tonlama var mı? Yanlış tonlama yaparsam anlam değişir mi? diye soruyor. Mandarin gibi tonal dillerle karıştırılıyor çoğu zaman. Ama Japonca tonal değil. Evet, kelimeler arasında ton farkları var ama bu farklar genelde anlamı değil, doğal akışı etkiler. Yani yanlış tonlama yaptığında Japon birisi seni anlamazlıktan gelmez. Aksine, çoğu zaman ne demek istediğini kolayca çözer. Bu da öğrenciler için büyük bir rahatlık.

Bir de şu var: Japonca’da her kelimenin bir ritmi, bir ahengi var. Dilin kendisi zaten nazik, duraksamalı, saygılı bir yapı taşıyor. Cümle sonlarına gelen -desu, -masu gibi eklerin bile kulağa yumuşak gelmesi, dili konuşurken bir nevi melodik bir akış yaratıyor. Bu yüzden, Japonca konuşmak bazen şarkı söyler gibi bir hissiyat uyandırabiliyor. Belli bir ritmi yakaladığında, konuşmak kolaylaşıyor. Kelimeler birbirine ekleniyor, tonlaman doğal bir şekilde oturuyor.

Bir ipucu da şu: Dinlemek, bu dili öğrenmenin en etkili yollarından biri. Anime izlemek, Japon müziği dinlemek ya da basit Japonca konuşmalarla çevreni donatmak kulağını geliştiriyor. Zamanla fark ediyorsun ki, bazı kelimeler hep aynı şekilde telaffuz ediliyor. Bu tekrarlar sana hem güven veriyor hem de doğru telaffuzu kulaktan yerleştiriyor.

Kendi öğrencilik yıllarımda da başta tedirginlik yaşadım. Ama sonra fark ettim ki, bu dili en güzel öğrenenler, mükemmel söylemeliyim baskısından uzak duranlar. Çünkü Japonca’da telaffuz bir yarış değil; bir alışkanlık. Ve bu alışkanlık, her gün küçük adımlarla gelişiyor.

Kendine şu izni ver: Yanlış söyleyebilirsin, aksanın olabilir, takılabilirsin ama bu süreç, bu dilin müziğini öğrenme süreci. Unutma, Japonca kulağa zarif gelen, düzenli bir dil. Telaffuzu seni korkutmasın. Hatta dinledikçe, konuştukça bu ritme kapılıp gideceksin.

Esra Koparan

Yabancı Dil Uzmanı

Uzman Profili