Aile danışmanlığına gelen birçok kişi, ilk seanslarda sıkça şu soruyu sorar: Aslında sorun onda, ben sadece çözüm bulmak için buradayım. Bu cümle, seans odasında çok duyduğum ama bir o kadar da anlaşılması gereken bir bakış açısını yansıtır. Çünkü danışmanlık sürecinde fark edilen en temel şeylerden biri şudur: Ailevi sorunlar, bireylerden çok ilişkilerin doğasında yaşanır.

Aile, bir sistemdir. Bu sistemin içinde herkes birbirini etkiler; hiçbir davranış tek başına ortaya çıkmaz, her tepki bir başka davranışa yanıt olarak doğar. Dolayısıyla bir kişinin değişmesi, sistemdeki diğer kişileri de ister istemez etkiler. Ama esas olan, bireysel değişimden çok ilişkisel dönüşümdür. Danışmanlık sürecinde odağımız kim haklı dan çok nasıl bir ilişki içindeyiz sorusuna kayar. Çünkü gerçek değişim, bireylerin birbirini anlama biçimlerinde, duygusal tepkilerinde ve iletişim şekillerinde başlar.

Birbirini dinlemeyi öğrenmek, kırıcı olmadan konuşmayı başarmak ya da geçmişte biriken duygusal tortuları fark edip bunlarla sağlıklı biçimde yüzleşmek... Bunlar, danışmanlıkta bireylerin değil, ilişkilerin iyileştiği alanlardır. Yani aslında bir kişiyi düzeltmek ya da iyileştirmek değil, ilişkinin dinamiğini anlamak ve dönüştürmek için çalışırız. Bu da tek bir kişiyi değil, ilişkiyi merkeze almak anlamına gelir.

Özellikle çiftlerle çalışırken, sık sık şu metaforu kullanırım: İlişkiniz, sizden ayrı bir varlık gibi düşünün. Siz ikiniz bu ilişkiyi birlikte besliyor, birlikte zedeliyor, birlikte onarıyorsunuz. Bu bakış açısı, suçlayıcı dilden uzaklaşmayı ve birlikte sorumluluk almayı kolaylaştırır. Çünkü ne bir taraf tamamen suçsuzdur, ne de diğer taraf tüm yükü taşır. İlişkide herkesin katkısı vardır, hem iyiye hem kötüye.

Aile danışmanlığı sürecinde en dokunaklı anlar, tarafların birbirini ilk kez gerçekten duyduğu anlardır. Belki yıllardır aynı evde yaşayan ama birbirine yabancılaşmış insanlar, bir anda karşısındakinin ne hissettiğini gerçekten duyduğunda, aralarındaki duvarlar yavaşça yıkılmaya başlar. Bazen bu bir sessizlik olur, bazen bir gözyaşı. Ama her zaman ilişkinin yeniden kurulabileceğine dair küçük bir ışıktır.

İlişki odaklı çalışmak, hızlı çözümlerden çok derin değişimleri hedefler. Elbette bu zaman alır. Bazen çok sabır ister, bazen geçmişle yüzleşmeyi. Ama sonunda ortaya çıkan şey, yalnızca bireylerin daha iyi hissetmesi değil, ilişkilerin daha sağlıklı hale gelmesidir. Birbirini anlayan, duygulara alan tanıyan ve birlikte büyümeyi seçen insanlar.

Aile danışmanlığında birey değil, ilişki merkezdir. Çünkü biz insanlar, ancak bağlarımız içinde iyileşebiliriz.

Pelin Karamanoğlu

Yabancı Dil Uzmanı

Uzman Profili