Pandemiyle birlikte eğitim anlayışımız büyük ölçüde değişti. O zamana kadar yalnızca fiziksel sınıflarda verdiğim İtalyanca derslerini, bir anda ekran başında vermeye başladım. Başlangıçta bu durumun geçici olduğunu düşündüm ama zamanla gördüm ki online dersler sadece bir zorunluluk değil, aynı zamanda büyük bir fırsat da sunuyor.
Online İtalyanca dersleri, birçok açıdan hem öğrencilerim hem de benim için avantajlı oldu. Öncelikle zamandan tasarruf etme konusu tartışmasız en büyük artılardan biri. Eskiden ders öncesi yolculuklar, sınıf hazırlıkları, fiziksel ortam düzenlemeleri gibi detaylara ciddi zaman harcardım. Şimdi ise bir tıkla derse giriyoruz ve o vakit, doğrudan öğrenmeye harcanıyor. Aynı şekilde öğrencilerim de dünyanın dört bir yanından derslere katılabiliyor. İtalya’da yaşamayı düşünen biriyle, İstanbul’da üniversite öğrencisi olan bir başka kişi aynı sanal sınıfta buluşabiliyor. Bu çeşitlilik, derslerin içeriğini zenginleştiriyor ve dili öğrenirken farklı bakış açılarını da sınıfa taşıyor.
Ancak her şey toz pembe değil elbette. Online derslerde dikkat dağınıklığı çok daha kolay oluşuyor. Ekran başında uzun süre kalmak, özellikle genç öğrenciler için oldukça zorlayıcı olabiliyor. Fiziksel sınıfta göz teması, jest ve mimikler, sınıf dinamiği gibi unsurlar doğal olarak akarken; online ortamda tüm bu unsurları bilinçli olarak yaratmak gerekiyor. Bir öğretmen olarak enerjimi daha fazla aktarmam, daha çok soru sormam ve öğrencileri sürekli aktif tutmam gerektiğini fark ettim. Bu da aslında öğretmenlik becerilerimi yeniden şekillendirmemi sağladı.
Teknolojik aksaklıklar da zaman zaman moral bozabiliyor. Özellikle internet bağlantısı sorunları ya da teknik cihaz problemleri, dersin akışını etkileyebiliyor. Yine de zamanla hem ben hem de öğrenciler bu durumlara daha hazırlıklı hale geldik. Hatta bir öğrencim geçen gün “hocam, artık internet kesilince ne yapacağımızı ezberledik” diyerek gülümsedi. Bu tür küçük krizler bile aramızdaki bağı güçlendiriyor bence.
Online derslerde en çok sevdiğim şeylerden biri, dijital materyallere anında ulaşabilmek. Bir İtalyanca şarkıyı dinletmek, bir film sahnesi izletmek ya da öğrencinin o an sorduğu bir deyimin kökenini birlikte araştırmak çok daha hızlı ve etkili hale geldi. Bu da dili sadece kurallarıyla değil, kültürüyle birlikte öğretme şansı sunuyor.
Tüm bu süreçte şunu fark ettim: Dil öğretmek, her koşulda insani bir bağ kurmayı gerektiriyor. Ekranlar araya girse de bu bağı kurabildiğimiz sürece öğrenme gerçekleşiyor. Online derslerin sunduğu esneklik ve ulaşılabilirlik, doğru bir iletişimle birleştiğinde oldukça güçlü bir öğrenme ortamı yaratıyor.
Gelecekte yüz yüze derslere tamamen döner miyiz bilmiyorum, ama artık şunu net söyleyebilirim: Online İtalyanca dersleri, sadece bir alternatif değil, başlı başına etkili ve kalıcı bir öğrenme yolu. Benim için öğretmenliğimi yeniden keşfetme süreci oldu; umarım öğrencilerim için de öğrenme yolculuklarında yeni kapılar açıyordur.
Pelin Karamanoğlu
Yabancı Dil Uzmanı