Yorgun Annenin Sessiz Çığlığı:

Sorumluluklar ve Kendine Şefkat Arasında Bir Nefes Alanı

Sevgili anne,

Biliyorum, şu an kendini bir annenin yardım çığlığı gibi hissediyorsun. Bir yandan minik (ya da artık o kadar da minik olmayan) yavruna hayatın sorumluluklarını, düzeni, o minicik omuzlarına alabileceği görevleri öğretmeye çalışıyorsun. Diğer yandan da kendi üzerindeki o görünmez, devasa sorumluluk yığınıyla başa çıkmaya uğraşıyorsun: Ev, iş, eş, faturalar, market listesi, okul toplantıları... Liste uzayıp gidiyor.

Yorgunsun. Belki de son zamanlarda aynada gördüğün o gülümsemeyen yüz, içindeki mutsuzluğun dışa vurumu. Kalbin kırık, çünkü en iyi versiyonun olmaya çalışırken, sanki hem çocuğuna hem de kendine yetemiyormuşsun gibi geliyor.

Derin bir nefes al. Şu an hissettiklerin, inanın ki yalnızca senin hikâyen değil. Bu, modern anneliğin ortak yükü. Ama bu yükü biraz olsun hafifletebiliriz. İşte hem çocuğuna sorumluluk aşılamaya çalışırken tükenmişlik hissinle başa çıkman için birkaç doğal öneri:

  1. Çocuğa Sorumluluk Aşılarken Unutulmaması Gerekenler

Çocuğuna sorumluluk öğretmek, aslında kendi yükünü hafifletmenin en sağlıklı yollarından biri. Ancak bunu bir "görev" ya da "ceza" değil, bir "birey olma" yolculuğu olarak sunmak gerekiyor.

Yaşına Uygun Küçük Görevler Verin:

Çiçekleri sulamak, oyuncakları sepete atmak, yemekten sonra tabağını mutfak tezgâhına taşımak gibi basit ve başarılı olabileceği görevlerle başlayın. Başarı hissi, sorumluluk bilincini pekiştirir.

Seçim Hakkı Tanıyın:

Çocuğunuzun yapabileceği işler arasından seçim yapmasına izin verin. "Ya odanı topla ya da çamaşırları katlamama yardım et," gibi bir seçenek sunmak, ona özgür bir alan tanır ve görevi sahiplenmesini sağlar.

Yol Gösterin, Yargılamayın:

İlk denemeler mükemmel olmayacaktır. Dağınık bir yatak ya da ıslanmış bir zemin görebilirsin. Önemli olan sonuca değil, çabaya odaklanmak ve sabırla nasıl yapılması gerektiğini göstermek. Başarısını kutlayın, başarısızlığını ise bir öğrenme fırsatı olarak görün.

"Bizim İşimiz" Diye Yaklaşın:

Ev işlerini sadece annenin değil, evin tüm bireylerinin ortak sorumluluğu olarak sunun. Bu, çocuğunuza ait olma ve değerli hissetme duygusu verir.

  1. Yorgun ve Mutsuz Anneye En Önemli Tavsiye: Kendi Maskeni Tak!

Uçaklardaki anonsu hatırlıyor musun? "Önce kendi oksijen maskenizi takın, sonra yanınızdakine yardım edin." Sen baygınken, kimseye faydan dokunamaz. Senin mutluluğun ve dinlenmişliğin, çocuğunun en iyi öğrenme ortamıdır.

Mükemmeliyetçilik Tuzağından Kurtul:

"Mükemmel anne" diye bir şey yok. Sosyal medyada gördüğün o kusursuz kareler gerçek değil. Senin evin dağılabilir, yemeğin yanabilir, o gün banyo yapamayabilirsin. "İyi" anne olmaya odaklan, "mükemmel" olmaya değil.

"Hayır" Demeyi Öğren:

Enerjin yoksa, seni mutsuz edecek tekliflere, ricalara ya da ekstra sosyal sorumluluklara "Hayır" de. Bu, tamamen yeterli bir cümledir ve hiçbir açıklama gerektirmez.

Yardım İste (Israrla!):

Eşinizden, ailenizden, yakın arkadaşınızdan veya imkanınız varsa ücretli bir destekten çekinmeyin. Akşam yemeğini hazırlamasını ya da çocuğu yarım saatliğine parka götürmesini istemek zayıflık değil, akıllı ebeveynliktir. Yükü omuzlarında dağıt!

Kendine Minik Bir Mola Ver:

Bu, bir hafta tatil demek zorunda değil. Sadece 15 dakika bile olabilir: Bir fincan sıcak kahveyle balkonda oturmak, kısa bir meditasyon yapmak, en sevdiğin şarkıyı dinlemek. Bu minik anlar, duygusal dengeni geri kazanmana yardımcı olur.

Özlem Ersül

ICF Yaşam ve İlişki Koçu Uzman Profili